Tuesday 24 March 2009

Tanrı gitmişti. Kaybolmuş, ölmüş ya da asla var olmamış gibi… İnsanlar kararsız, şaşkındı; aydınlık bir yolda birden biri ışıkları kapamış gibi, nereye gideceklerini bilemeden el yordamıyla ilerlemeye başladılar. Elektrikler kesilmişti. Sanki biri üzerlerinden giysilerini almıştı. Giysilerin orada olduğunun insanlar çok farkında değildir, ama yoklukları inanılmaz dikkat çekicidir. Daha önce Tanrı’nın varlığını fark etmeyenler bile çırılçıplak ortada kalınca yokluğunu fark etti.

Evlerden sessizlik ve değişim dalgalarının kokusu yükseldi. Kiliseler, sinagoglar ve camiler kapılarına ‘kapalıyız’ tabelaları astı, nazar duaları ve haçlar duvarlardan indirildi. Hıçkırıklar yükseldi, nereye sığınacaklarını bilemeyen insanların hayret dolu iniltilerine karıştı. Budistler omuz silkip Tanrı’nın daha yüksek bir biçime bürünerek yeniden doğmasını beklemeye başladılar.

Hükümetler milli güvenliği korumak için önlemler aldı; yatırımcılar hızla telefonlara uzanıp bankalara talimatlar yağdırdı. Çalışanlar yas ilan edip o gün işlerine gitmediler; işsizler evde oturmaya devam ettiler. Fakirler bundan sonra kime yakınıp kimlerden yardım isteyeceklerini bilemediler. Çocukların kafası karıştı; bazıları Noel’de istedikleri kırmızı bisikleti alamayacakları için ağladı, diğer çocuklar periler Tanrı sayılmadıkları için sevindiler ve dökülen dişlerini yastıklarının altına bırakmaya devam ettiler. Daha küçükleri omuz silkip oyunlarına devam ettiler; yetişkinler bir karar verseydi, Tanrı var mıydı yok muydu? Daha da küçükleri yokluğu fark etmediler bile, ayak parmaklarını yemeye çalışmaya devam ettiler.

Günahkârlar onları cehenneme mahkûm edecek kimsenin kalmamasına sevindiler. Hayırseverler yaptığı iyiliklerinin kendilerine getirilerinin olmayacağı için hayal kırıklığına uğradılar. Ayyaşlara içmek için sebep çıktı, ama Tanrı olsa da olmasa da onların hep bir bahaneleri olurdu zaten. Teistler nihilistlere 100’lük birer banknot uzattı. Hayalperestler dua etti, oportünistler çağın yeni ilahi kitabı üzerinde çalışmaya başladı. Ve tüm dinsizler, kâfirler ve küfürbazlar, kocaman kirli bir cam fanus olan bu diğer dünyanın içinde pörtlek gözleri ve hayretle açılmış ağızlarıyla dolanan balıkları ifadesizce kendi evlerinden seyrettiler.

No comments: