Thursday 6 December 2012

Yetinmek yetmez

Şehrin açlıktan ağzı kokuyor
Çatıların üstünde karnı tok bir Tanrı
Aşağı bakıp "şükredin" diyor

Yetinmekle yetinmeyeceğim
Yalanlarına izin vermeyeceğim
Susmak bile ihanetken
Nasıl yetinebilirim?

Çok uzun zaman oturdum
Bir şeyler olmalı artık
Yoksa bir şeyler kırılacak içimde

Dilimde bir karıncalanma
Musluk suyunun tadı bile şarap gibi
Bir kez daha dudaklarımı yalayıp
Kalabalığa dalıyorum

Gel, gidelim buralardan
Rüzgara karşı yol alalım
Sadece Tanrılar yok olur
Sonunda onları terk ettiğimizde

Herkes görev ve ahlaktan söz ediyor
Ama benim egom kutsal
Ve onların keyifleri umurumda değil

Yetinmekle yetinmeyeceğim
Yalanlarına izin vermeyeceğim
Susmak bile ihanetken
Nasıl yetinebilirim?

No comments: